INSULIN DIRENCI VE BESLENME TEDAVISI
İNSÜLİN DİRENCİ HAKKINDA HER ŞEY
İnsülin direnci ; belirli bir konsantrasyondaki insülinin normalden daha az bir biyolojik etki oluşturmasıdır. Daha genel bir ifadeyle ‘” vücudun ürettiği insülini kullanamaması " olarak tanımlanabilir.
İnsülin direnci; Tip2 diyabet ve kalp hastalıkları riskini artıran bir faktördür.Eğer insülin direnci oluşmuşsa vücut insüline cevap vermekte problemler yaşar ve kan şekeriniz normal seviyenin üzerinde seyreder.Bu soruna bulunabilecek en iyi çözüm ise besinlerle alınan enerjinin kısıtlanması ,fiziksel aktiviteyi günlük hayatınıza kazandırmak ve kilo kaybını sağlamak olacaktır .Bu faktörler insülin direncini tersine çevirerek diyabet ve kalp hastalıkları riskini azaltmaya yardımcı olacaktır.
İNSÜLİN VÜCUTTA NE İŞE YARAR ?
İnsülinin görevi vücudun glukozu enerji olarak kullanmasına yardımcı olmaktır. İnsülin, vücut kimyasının düzenlenmesini başlatmaya yardımcı bir hormondur.
İnsülin pankreastan salınır. Pankreas ise midenin alt kısmının arkasına yerleşmiş bir organdır.Pankreas herhangi bir özel durum olmadığında, yediğimiz yemeğe eş değer , doğru miktarda insülin salgılar .
İnsülin hücreye girişte kapıcı gibi davranır. Besinler sindirilip glikoz halinde hücrenin kapısına gelir. İnsülin etkin bir şekilde çalışıyorsa kapı açılır, her kapının açılması için yalnızca bir insülin görevlidir. Bu sayede kandaki glikoz hücrede enerji olarak harcanır. Eğer insülin direnci oluşmuşsa hücreler insüline yanıt vermez ve insülinin komutlarını yerine getirmemeye başlar. İnsülin görevini yerine getirememiş olur ve kan glikozu hücrenin kapısına gelir, ama içeri giremez, ve kan şekeri yükselmeye başlar. Pankreas ise kan glikozunu normal düzeyde tutabilmek için daha fazla insülin salgılar. Bu durum artık insülin direnci neden olur, hem kan şekeri hem de kanda insülin düzeyi yüksektir, ancak vücut enerji harcayamıyor demektir.
İNSÜLİN DİRENCİ GELİŞİMİNDE ETKİLİ FAKTÖRLER
İnsülin direnci gelişiminde endokrin ,metabolik ,immünolojik ve genetik faktörlerin önemli olduğu düşünülmektedir .İnsülin reseptöründeki mutasyonlar ,glukozun hücre içine alım kanalında ve sinyal iletimindeki protein bozuklukları genetik nedenlerin başında gelmektedir. Fazla kilo , hareketsiz yaşam tarzı ,yüksek kan basıncı ,bazı ilaçlar, hiperglisemi ,yaşlanma ve yüksek kan kolestrolü ve lipit düzeyleri de diğer önemli faktörler olarak bilinmektedir .
İNSÜLİN DİRENCİNİ OLUŞTURAN RİSK FAKTÖRLERİ;
-Fazla kilo
-Fiziksel aktivite azlığı
-Kadınlarda bel çevresinin 88 cm ‘ den , erkeklerde ise 102 cm ‘den fazla olması
-Ailede Tip2 diyabet görülmesi
-Polikistik over sendromu
-45 yaşın üzerinde olmak, genetik yatkınlık
-Kan basıncının 140/90 mm/Hg ‘nin üzerinde seyretmesi
-Düşük HDL seviyesi (iyi kolestrol) (35 mg/dl ve altı )
-Vücuttaki yağ hücrelerinin kandaki değerinin yüksek olması
(Trigliserit değerinin 250 mg /dl veya üstünde olması)
**Yukarıda yazan risk faktörlerinin hepsi aynı zamanda kalp hastalıkları yönünden de risk faktörü oluşturmaktadır.
İNSÜLİN DİRENCİ TANISI NASIL KONULUR?
Günümüzde insülin direnci tanısı koymak için herkes tarafından kabul edilmiş bir test bulunmamaktadır. İnsülin direnci insanlarda genelde semptom göstermez. Bu konuda doktorunuz risk faktörlerini değerlendirerek insülin direnci açısından risk altında olup olmadığınızı değerlendirir.Ve açlık kan şekeriniz ve açlık insülin değerlerinize bakılır, bu değerler sonucu bir formülasyon ile insülin direnci (HOMA-IR) hesaplanır, hesaplanan değer 2,5 ve üzerinde ise insülin direnci tanısı konulabilir.
İNSÜLİN DİRENCİ TİP2 DİYABETE DÖNÜŞÜR MÜ?
İnsülin direnci genel olarak Tip2 diyabet tanısı öncesinde de görülür ve hedeflediğiniz kan glikoz düzeyi seviyelerinize ulaşmanızı zorlaştırır. Ancak tip 2 diyabet ve insülin direnci aynı şey değildir ve bu durum her zaman diyabet hastası olacağınıza işaret değildir.
İNSÜLİN DİRENCİ TEDAVİSİ
1.İlaç Tedavisi
İnsülin direncini düşüren metformin ve tiazolidinoid grubu olan bir grup ilaç ve birkaç cerrahi metod tedavide kullanılabilir. Hastanın konu hakkında bilgilenmesi ve bu doğrultuda yaşam tarzında etkin değişiklikler yapması en temel korumayı oluşturmaktadır. İlaç tedavisi tek başına yeterli değildir Düzenli egzersiz yapmanın ,yeterli su içmenin , kalorisi düzenlenmiş dengeli bir beslenme programının insülin direnci ve diyabet riskini minimuma indireceği öngörülüp ,periyodik kontrollerle yukarıda sayılan parametrenin takibinin erken tanıda önemli olduğu bilinmektedir .
2.Beslenme Tedavisi
İnsülin direnci tedavisindeki gerçekçi hedef vücut ağırlığının %10 unun altı ay süresince kaybedilmesidir. Örneğin; 80 kg olarak diyete başladınız ve yüksek insülin direnciniz var bu durumda kilo kaybı hedefiniz 6 ayda 8 kg kaybetmek olmalıdır. Yağ alımı ve günlük kalorinin kısıtlandığı , basit karbonhidratlar yerine kompleks karbonhidratların tercih edildiği bir beslenme programı metabolizmayı olumlu etkileyerek kilo kontrolünü sağlayacaktır. Doymuş yağ alımının yüksek olması ve posadan yetersiz beslenme insülin direncini tetikleyen unsurlardır .İnsülin direnci diyetinin temel esası ise düşük glisemiks indeksli karbonhidratları seçmektir.
Beslenmemi Nasıl Değiştirmeliyim?
Beslenme kişiye özeldir, insülin direnciniz var ise mutlaka diyetisyen tarafından sağlıklı bir beslenme planı size özel hazırlanmalıdır, bu beslenme planında amaç kilo kaybederken insülin direncinizi düzeltmek ve eşlik eden diğer komplikasyonları da iyileştirmek olmalıdır.
Eğer kalori kısıtlaması yapmayı istiyorsanız aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz.
-Her zaman tükettiğiniz porsiyon boyutlarınızı küçültün.
-Dışardayken küçük porsiyonlar sipariş verin , eğer böyle bir imkanınız yoksa yemeğinizi başkalarıyla paylaşabilirsiniz.
-Şekerli ve gazlı soğuk içecekler yerine sağlıklı içecekler tercih edin ve bol bol su tüketin.
-Çoğunlukla düşük yağlı yemekleri tercih edin.
-Kızartma yerine ızgarada veya fırında pişirilmiş yiyecekleri tercih edin.
-Yemekleri hazırlarken yapışmaz tavaları tercih edin , daha az yağ kullanmak için sprey yağ şişelerini kullanın.
-Tükettiğiniz besinlerin etiket bilgilerini okuyun.
-Tereyağ , margarin, krema ,mayonez ,et suları ve salata sosları gibi yüksek yağlı gıdaları tüketmeyin.Bunların yerine barbekü sos, hardal ,acı sos , limon suyu gibi düşük kalorili sosları tercih edin.
-Mutfağınızdan yüksek kalori içeren besinleri uzaklaştırın, düşük kalorili atıştırmalıklar bulundurun ve bunları da küçük porsiyonlarda tüketin.
-Glisemik indeksi düşük yiyecekler tüketin; patates, bezelye, pirinç, muz, kavun, incir, üzüm, beyaz un, şekerin glisemik indeksi yüksektir.
Aynı zamanda fiziksel aktivitenizi artırın.Aşağıdaki maddeleri mümkün olduğu kadarıyla günlük hayatınıza ekleyin.
-Asansör kullanmak yerine merdivenleri tercih edin.
-Telefonla konuşurken etrafta gezinin.
-Kendinize dans etmek , bahçe düzenlemek, çocuklarla oyunlar oynamak gibi eğlenceli aktiviteler edinin.
- Evde olduğunuzda da aktif olmaya çalışın.Bahçe işleriyle uğraşın, arabanızı yıkayın …
-Kumanda kullanmayın, TV kanallarını ayağa kalkarak değiştirin.
-Köpeğiniz varsa onunla birlikte günlük yürüyüşler yapın.
-Alışveriş merkezlerinde olabildiğince arabanızı dışarıya park edin .
-Markete yürüyerek gidip gelmeyi tercih edin .
-Çalışıyorsanız haftanın 5 gününde öğle aranızın 30 dakikasını yürüyüş yaparak değerlendirin.
-Haftada birkaç kez ufak ağırlıklar kaldırarak kaslarınızı güçlendirin.