Makale: Dünya Sağlık Örgütü (WHO) GLP-1 Kılavuzu Işığında Güvenli Tedavi: Ozempic®, Wegovy®, Saxenda® ile Doğru Doz, Doğru Veri ve Multidisipliner Yaklaşım

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) GLP-1 Kılavuzu Işığında Güvenli Tedavi: Ozempic®, Wegovy®, Saxenda® ile Doğru Doz, Doğru Veri ve Multidisipliner Yaklaşım
WHO’nun Yeni GLP-1 Kılavuzu: Obezite Tedavisinde Küresel Dönüm Noktası
Obezite, 21. yüzyılın en önemli halk sağlığı sorunlarından biri olarak kabul ediliyor. Dünya çapında 1 milyardan fazla kişi obezite ile yaşıyor ve bu sayı her yıl hızla artıyor. Buna rağmen obezite, uzun yıllar boyunca yalnızca yaşam tarzı değişiklikleriyle çözülebilecek “basit bir kilolu olma hâli” gibi ele alındı. Oysa günümüzde bilimsel literatür, obezitenin; biyolojik, çevresel, hormonal, genetik ve davranışsal çoklu mekanizmaların kesişimiyle ortaya çıkan kronik, tekrarlayıcı ve kompleks bir hastalık olduğunu açık şekilde ortaya koyuyor.
Bu nedenle 2025 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yayımladığı yeni GLP-1 terapileri kılavuzu, obezite tedavisinde küresel bir dönüm noktası niteliği taşıyor. Bu kılavuz, GLP-1 reseptör agonistleri ve GIP/GLP-1 dual agonistlerinin yetişkin obezite tedavisindeki rolünü tanımlayan dünyanın ilk uluslararası kapsamlı rehberi olarak tarihe geçti. Kılavuz hem klinisyenlere hem politika üreticilerine hem de sağlık sistemlerine kapsamlı bir çerçeve sunuyor.
Bu makalede, WHO’nun yeni kılavuzunun temel mesajlarını, GLP-1 ilaçlarının tedavideki yerini, uzun dönem stratejilerin neden zorunlu olduğunu, ilaçların sınırlılıklarını ve geleceğin obezite yönetim modellerini detaylı şekilde ele alacağız.
1. Obezite: Kısa Vadeli Çözümlere Yanıt Vermeyen Kronik Bir Hastalık
Kılavuzun en güçlü vurgularından biri obezitenin doğasına ilişkin:
Obezite, kısa vadeli yaklaşımlarla yönetilebilecek bir durum değil; yaşam boyu devam eden, tekrarlama eğilimi olan bir hastalıktır.
Bu tanım, obezitenin artık sadece “fazla kilo” olarak görülmesini tamamen geçersiz kılıyor. Kılavuz, obezitenin yıllarca yanlış değerlendirildiğini; bunun da hastaların hem tedaviye erişimini hem de tedaviye uyumunu olumsuz etkilediğini belirtiyor. Bu nedenle GLP-1 ilaçları da dahil tüm tedaviler, kısa süreli kilo kaybı amacıyla değil, uzun dönem hastalık yönetimi perspektifiyle planlanmalıdır.
2. GLP-1 İlaçlarının Rolü: “Mucize” Değil, Bilimsel Bir Araç
Semaglutide, Liraglutide ve Tirzepatide gibi GLP-1 temelli ilaçlar, son yıllarda obezite tedavisinde çığır açan sonuçlar elde etti. Klinik çalışmalar, bazı bireylerde %10-15’in üzerinde sürdürülebilir kilo kaybı sağladığını gösteriyor. Ancak WHO’nun kılavuzu çok net bir ayrım yapıyor:
GLP-1 ilaçları tek başına yeterli değildir.
Etkisini maksimize etmek ve uzun dönemde korumak için davranışsal terapi, beslenme düzeni, fiziksel aktivite ve mental iyilik hâliyle birlikte uygulanmalıdır.
Bu yaklaşım hem tıbbi güvenlik hem de tedavi başarısı açısından zorunlu kabul ediliyor. GLP-1 tedavisi, kişinin yaşam biçimini iyileştiren bir çerçeve üzerine oturtulmadığında, tedavi kesildiğinde kilo geri dönüşü ihtimali yükseliyor.
3. Neden “Uzun Dönem Tedavi” Vurgulanıyor?
Kılavuzda öne çıkan kritik noktalardan biri şu:
GLP-1 ilaçları kısa süreli “kilo verme kürleri” değildir.
Bunun nedenleri:
• 1. Obezite kronik bir hastalıktır
Diğer kronik hastalıklarda (hipertansiyon, diyabet, tiroit bozuklukları vb.) olduğu gibi, tedavi bırakıldığında semptomların geri dönmesi doğaldır.
• 2. GLP-1 ilaçları kullanımda olduğu sürece etki gösterir
Tedavinin kesilmesiyle iştah, tokluk hormonu yanıtı ve metabolik parametreler eski hâline dönebilir.
• 3. Uzun vadeli klinik veri ihtiyacı
Kılavuz “koşullu öneri” başlığında, uzun vadeli güvenlik ve maliyet-etkinlik verilerinin hâlen sınırlı olduğunu belirtiyor. Bu nedenle hastalar:
– düzenli takip edilmeli,
– yan etkiler değerlendirilmelidir.
• 4. Sürdürülebilirlik sağlamak için yaşam tarzı entegrasyonu zorunludur
Uzun dönem kilo yönetiminin en güçlü belirleyicileri:
– davranışsal destek,
– beslenme eğitimi,
– düzenli hareket,
– stres yönetimi,
– uyku düzenidir.
Yani uzun vadeli tedavi yalnızca ilaç kullanımı anlamına gelmiyor; bireyin yaşamının bütün alanlarını kapsayan bir dönüşüm anlamına geliyor.
4. Multidisipliner Yaklaşım: Başarıyı Artıran Ana Unsur
Kılavuzun en önemli bölümlerinden biri multidisipliner ekip çalışmasına ayrılmış durumda.
WHO’ya göre güvenli, etkili ve sürdürülebilir obezite tedavisi şu profesyonellerin iş birliğini gerektiriyor:
-
Doktorlar (endokrinoloji, dahiliye, jinekoloji vb.)
-
Beslenme uzmanları
-
Davranışsal sağlık uzmanları
-
Fiziksel aktivite danışmanları
-
Sağlık koçları
-
Psikologlar / psikoterapistler
Bu yaklaşımın gerekliliği bilimsel olarak şöyle açıklanıyor:
• Obezite tek bir nedenle oluşmaz
Genetik, stres, hormonlar, beslenme alışkanlıkları, çevresel faktörler ve psikoloji bir araya gelir.
• Tek bir meslek grubunun müdahalesi yetersiz kalır
Bir hasta yalnızca ilaçla kontrol edilemeyeceği gibi yalnızca diyetle de sürdürülebilir başarı elde edemez.
• Tedavinin her aşamasında farklı uzmanlık gerekir
Doğru ilaç seçimi → doktor
Kişiye özel beslenme adaptasyonu → beslenme uzmanı
Davranış ve alışkanlık değişimi → davranışsal sağlık uzmanı
Egzersiz programının uygulanması → fiziksel aktivite uzmanı
5. Kılavuzda Öne Çıkan Risk Değerlendirmeleri
WHO, GLP-1 ilaçlarının büyük bir tedavi potansiyeline sahip olduğunu kabul ederken bazı önemli noktaların altını çiziyor:
• Uzun vadeli güvenlik verileri hâlen sınırlıdır
Araştırmalar devam etse de birkaç yılın üzerindeki kullanım için kesin bir veri yoktur.
• Tedavi kesildiğinde kilo geri dönüşü mümkündür
Bu nedenle hastalar yalnızca ilaç kullanımına değil, yaşam tarzı değişikliğine yönlendirilmelidir.
• Maliyet ve erişim konusu kritiktir
Bazı ülkelerde yüksek maliyet nedeniyle ilaca erişim sınırlıdır ve bu durum sağlık eşitsizliği yaratabilir.
• Yan etkilerin düzenli takibi zorunludur
En sık görülenler:
nausea, kusma, kabızlık, safra kesesi problemleri.
Nadir olsa da pankreatit veya NAION gibi durumlarla ilgili araştırmalar devam etmektedir.
6. GLP-1 Tedavisinin Geleceği: Bir Dönüşüm Başlangıcı
Kılavuzun satır aralarında önemli bir mesaj bulunuyor:
GLP-1 ilaçları obezite tedavisinde yeni bir çağın başlangıcı.
Bu ilaçlar bir “devrim” niteliği taşısa da, bu devrim ancak bilimsel rehberlik, multidisipliner çalışma ve sistematik takip ile sürdürülebilir hâle gelebilir.
Gelecek yıllarda:
-
yeni kombinasyon ilaçlar,
-
daha yüksek etkinlik profillerine sahip moleküller,
-
yan etkileri azaltılmış formülasyonlar
gündeme gelecek.
Ancak hangi yenilik gelirse gelsin, obezite tedavisinin özü değişmeyecek: sürekli takip, kişiye özel bakım, davranışsal destek ve bilimsel yaklaşım.
GLP-1 Tedavisinde Doğru Klinik İzlem ve Multidisipliner İş Birliğinin Önemi
DietLab olarak panelde de vurguladığımız üzere…
DietLab olarak panelde de vurguladığımız üzere, GLP-1 tedavisinin güvenli ve etkili şekilde sürdürülebilmesi için doğru tekniklerin uygulanması, düzenli doktor kontrollerinin aksatılmaması ve klinik olarak anlamlı veri toplanması büyük önem taşıyor.
Tedavi süreci boyunca elde edilen bu veriler; hekimlerin hastaya özgü doz ayarlamalarını, tedaviye devam edip etmeme kararlarını ve potansiyel yan etkileri değerlendirme süreçlerini çok daha sağlıklı biçimde yönetmelerine olanak tanıyor.
Aynı zamanda beslenme uzmanlarıyla ortaklaşa yürütülen multidisipliner yaklaşım, hem ilaç etkinliğini artırıyor hem de tedavinin uzun vadede sürdürülebilir olmasını sağlıyor. Bu iş birliği; kas kaybının önlenmesi, metabolik dengenin korunması ve davranışsal alışkanlıkların geliştirilebilmesi açısından kritik bir rol oynuyor.
Hastaların bu konularda daha iyi bilgilendirilmesi, tedavinin başarısını doğrudan etkiliyor. Doğru bilgilendirme; beklentilerin gerçekçi biçimde yönetilmesine, olası risklerin erken fark edilmesine ve tedavinin bir “kilo verme süreci” değil, uzun vadeli bir sağlık yönetimi olduğunun anlaşılmasına yardımcı oluyor.
DietLab olarak amacımız, GLP-1 tedavisinin tüm aşamalarında bilimsel temelli, güvenli ve koordineli bir yaklaşımın benimsenmesine katkı sağlamak; hastaların doğru kaynaklara eriştiği, şeffaf ve disiplinli bir tedavi süreci oluşturmak için hem hekimlerle hem de diğer sağlık profesyonelleriyle iş birliği içinde çalışmaktır.

WHO’nun GLP-1 terapilerine dair yayımladığı kılavuz, obezite tedavisinin geleceği açısından çok önemli bir adım olsa da, bazı kritik alanlarda daha fazla açıklamaya ihtiyaç olduğu görülüyor. Bu eksiklikler, hem tedaviyi uygulayan klinisyenler hem de hastalar açısından büyük önem taşıyor.
1. Mental sağlık boyutunun yeterince vurgulanmaması
GLP-1 tedavilerinin iştah, yeme davranışları ve nörobiyolojik yollar üzerindeki etkisi biliniyor. Bu nedenle:
-
duygusal yeme,
-
beden algısı,
-
motivasyon,
-
bağımlılık davranışları,
-
tedavi bırakıldığında oluşabilecek psikolojik etkiler
gibi konuların kılavuzda daha kapsamlı ele alınması beklenirdi.
Obezitenin biyolojik olduğu kadar psikolojik bir hastalık olduğu kabul edilmesine rağmen, mental sağlık destek protokollerinin detaylandırılmaması bir eksiklik olarak görülebilir. Özellikle uzun dönem GLP-1 kullanımının psikolojik dayanıklılık, özgüven ve yeme davranışı üzerine etkileri henüz tam olarak araştırılmamış durumda.
2. Uzun vadeli nörolojik etkiler hâlâ belirsiz
GLP-1 ilaçlarının beyindeki ödül mekanizmaları, dopamin yanıtı ve yeme motivasyonu üzerinde etkili olduğu biliniyor. Ancak bu etkinin:
-
5 yıl,
-
10 yıl
-
veya daha uzun süreli kullanımda
nasıl sonuçlar vereceğine dair henüz bir veri yok.
Kılavuzda bu konuda daha güçlü bir araştırma çağrısı beklenirdi. Özellikle bağımlılık davranışları veya yeme bozukluğu öyküsü olan bireylerde tedavinin dikkatle değerlendirilmesi gerektiği daha açık vurgulanabilirdi.
3. Maliyet ve erişim sorunları büyük bir eksiklik olarak duruyor
Kılavuz, GLP-1 ilaçlarının maliyeti ve sağlık sistemi üzerindeki yükü konusunda “sınırlı veri” olduğundan bahsediyor; fakat bu konu, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde tedavinin sürdürülebilirliği açısından çok daha detaylı ele alınmalıydı.
Bugün dünyanın pek çok yerinde:
-
ilaca erişim kısıtlı,
-
sigorta kapsamı sınırlı,
-
tedavi yarım kalıyor,
-
bu da kilo geri dönüşünü ve hastaların motivasyon kaybını tetikliyor.
WHO bu konuda politikaların nasıl geliştirilebileceğine dair somut öneriler sunabilirdi.
4. Tedarik zinciri ve üretim kapasitesi hakkında netlik yok
GLP-1 ilaçlarının talebi dünya çapında arttı, fakat:
-
üretim kapasitesi yetersiz,
-
tedarik zincirinde aksamalar var,
-
birçok ülkede ciddi stok problemleri yaşanıyor.
Bu sorun raporda yalnızca kısaca değinilmiş. Oysa tedavinin sürekliliği için “sürekli erişim” en temel kriterlerden biri.
5. Farklı peptitler ve kombinasyon tedavilerinin geleceği hakkında daha fazla vizyon sunulabilirdi
Tirzepatide sonrasında:
-
Amylin analogları,
-
Triple agonistler (GIP/GLP-1/Glucagon),
-
Yeni nesil peptit kombinasyonları
geliştiriliyor. Bu moleküllerin obezite tedavisinde nasıl bir çerçeveye oturacağına dair daha geniş bir perspektif, kılavuzun değerini artırırdı.
Özellikle yeni nesil peptitlerin etkisi GLP-1’lerden bile yüksek olabilir; geleceğin standart tedavi modelleri bunlar üzerine kurulacak. Kılavuzda bu teknolojilerin öngörüsü daha net ifade edilebilirdi.
6. Davranışsal protokoller yeterince detaylandırılmadı
Kılavuz “davranışsal destek önemlidir” diyor, ancak:
-
hangi yöntemler,
-
hangi yaklaşımlar,
-
hangi sıklıkta,
-
hangi değerlendirme sistemiyle
uygulanacağı belirtilmemiş. Bu durum, klinisyenler arası uygulama farklılıklarını artırabilir.
WHO, davranışsal sağlık uygulamaları için standardize edilmiş bir çerçeve sunabilirdi.
Son değerlendirme: Bu kılavuz önemli, fakat gelişmeye açık
WHO’nun GLP-1 kılavuzu çok önemli bir başlangıç olsa da, bilimsel gelişmeler ve sahadaki klinik deneyimler ışığında düzenli olarak güncellenmesi kaçınılmazdır.
Özellikle:
-
mental sağlık,
-
uzun dönem nörolojik etkiler,
-
maliyet ve erişim sorunları,
-
tedarik zinciri,
-
yeni peptit teknolojileri,
-
davranışsal protokollerin standartlaştırılması
gibi alanlar, bir sonraki revizyonun temel başlıkları olmalıdır.



